
-Alacak Hesapları
Alacak hesaplarının konusunu oluşturan alacaklar, bir malın teslimi, bir hizmetin görülmesi, bir para miktarının borç verilmesi ya da diğer nedenlerle ortaya çıkan ve borçlu-alacaklı arasındaki ilişkiyi kuran bir davranış ile doğmuş bulunan bir talep hakkının varlığıdır. İşletmenin cari varlıkları arasında yer alan bu hak, genel olarak belirli bir para miktarının talep edilmesi hakkıdır.Alacak hesaplarının en önemli kalemini, işletmenin normal faaliyetleri içinde, mal ve hizmet satışı karşılığında doğan talep hakkı oluşturur. Bu tür alacaklar "ticari alacaklar" olarak da adlandırılır.Senede bağlanmış alacaklarda, tahvilden doğan alacaklarda, ipotekli alacak senetlerinde olduğu gibi bazı tür alacaklarda açık bir şekilde faiz yürütülür. Bazı koşullarda ticari alacaklara da faiz yürütüldüğü görülebilirse de normal olarak ticari alacaklar faizsizdir.Alacakların teminat altına alınması da mümkündür.Borçlunun borcunu önceden saptanmış koşullara uygun olarak ödeyemediği durumlarda, alacaklının talep hakkını karşılamak üzere bazı aktiflerini bu amaca tahsis veya rehin eder.Alacaklar genellikle çok sayıda müşteriyi kapsadığından, bunların dökümünü izleyebilmek için "alacaklar yardımcı defteri" tutulur. Bu defterde yer alan yardımcı hesaplardan yararlanılarak her müşteriden talep edilecek miktar ayrı ayrı izlenebilir.Alacak türleri arasında alacak senetleri, tahviller, ipotekli alacak senetleri, avanslar, peşin ödemeler, depozitolar, cari hesaplar vardır.Vadeleri bir yıla kadar olan alacaklara ülkemizde genellikle "kısa vadeli alacaklar", vadeleri bir yıldan fazla olanlara "uzun vadeli alacaklar" denilmektedir.
-Açık Hesap
İşletmelerin normal faaliyetleri içinde mal ve hizmet satışlarından doğmuş talep hakları, çoğu zaman "ticari alacaklar" diye tanımlanır. Ticari alacakların en önemli kalemlerinden biri de normal alacak hesaplarıdır. Bu alacak hesapları, satış işleminin yapıldığı an bir senede bağlanmadığı için "açık hesap" olarak adlandırılır.
-Açılış Maddesi
Açılış bilançosunun dönem başında, bir günlük defter maddesi olarak kaydedilmesidir. Diğer bir deyişle bu maddede açılış bilançosundaki aktif hesaplar borçlandırılıp, pasif hesaplar alacaklandırılır. Diğer günlük defter kayıtları gibi bu kayıt da büyük defter hesaplarına işlenir. Açılış kaydına duyulan ihtiyaç, önceki muhasebe dönemi sonunda bir kapanış maddesi ile bütün hesapları n kapatılmış olmasının sonucudur.
-Ajur
Dilimize Fransızca'dan geçen bu terim, günü gününe, hazır, gecikmesiz anlamına gelir. Ajur, bir terim olarak, muhasebe açısından günlük işlerin yapıldığını ve bitirildiğini, kayıtların günü gününe defterlere geçirilmiş olduğunu ifade eder. "Defterimiz ajur", "kayıtlarımız ajur" ifadelerinde olduğu gibi.
-Adi Yedek Akçe
Yedek akçeler, net kârın, işletmenin öz kaynak bünyesini sağlam tutmak, işletmenin devamlılığını ve gelişmesini, sahipler ile alacaklıların korunmasını sağlamak ve öz kaynaklarda faaliyet sonunda doğabilecek azalışları (zararları) karşılamak amacı ile dağıtılmayarak işletmede alıkonulan kısımdır.Yedek akçeler, Ticaret Kanunu, İktisadi Devlet Teşekkülleri kuruluş kanunları ve statüler gereğince ayrılır. Türk Ticaret Kanunu'nun 466. maddesi ve 467. maddesinin birinci fıkrası gereğince ayrılan yedek akçeler adi ya da genel yedek akçeler diye tanımlanmaktadır. Aynı kanunun 467. maddesinin ikinci fıkrasına göre de olağanüstü yedek akçe ayrılır.Anonim ortaklıklarda yıllık net karın %5'i kanuni yedek akçe olarak ayrılır ve kanuni yedek akçe ayrılması, ödenmiş sermayenin beşte birine ulaşılana kadar sürdürülür.Ayrıca, yasada belirtilen koşulların varlığı halinde, yasal yedek akçe tutarına ulaşıldıktan sonra da yedek akçe ayrımı yapılır.Söz konusu adi yedek akçeler dönem kârından ayrılarak işletmede alıkonulan bir kalem olduğu için, sahiplerin ve pay sahiplerinin bunlar üzerinde payları oranında sahiplik hakları vardır.
-Bakiye
“Kalan”, “artık” anlamına gelir. Muhasebede bakiye bir büyük defter hesabının borç ve alacak tutarları arasındaki farktır. Borç tutarı alacak tutarından daha büyükse borç bakiyesi, alacak tutarı daha büyükse alacak bakiyesi söz konusudur. Herhangi bir anda büyük defterdeki hesapların borç bakiyeleri toplamı, alacak bakiyeleri toplamına eşittir. Bu ilişki nedeniyle, mizanlar, yalnızca hesap bakiyeleri esas alınarak da düzenlenebilir. Bu tür bir mizana bakiyeler mizanı denir.
-Muhasebe Defterleri
Çift girişli muhasebe düzeninde kullanılan defterlerdir. Bu defterler “esas defterler”, “kanuni defterler” diye de adlandırılır. Bunlardan büyük deftere (defteri kebir), işletmede her yapılan işleme ait hesaplar konularına göre gruplanarak kaydedilir. Günlük deftere (yevmiye defteri) ise bütün işlemler tarih sırasıyla ve maddeler halinde kaydedilir.Yukarıda sayılan defterlerden başka, büyük defterde yer alan bir hesabın ayrıntısını gösteren yardımcı defterler ile bir döneme ilişkin ve tamamlayıcı nitelikte olan envanter ve bilançoyla, kâr ve zarar hesaplarının yer aldığı envanter defteri de tutulur.
-Maliyet Muhasebesi
İşletme içi değer hareketlerinin izlenmesine yönelik muhasebe sistemidir. “İşletme muhasebesi”, “sınai muhasebe” diye de adlandırılır. İşletmenin üretim sürecinde yitirilen üretim faktörlerinin değerlerinden oluşan “maliyetler”, maliyet muhasebesinin konusunu oluşturur. Maliyet muhasebesi sistemiyle “üretimin birim maliyetlerinin saptanması” ve “ekonomiklik kontrolü” amaçlanır.Maliyet muhasebesindeki konular üç kısımda toplanabilir: Maliyet türleri, maliyet yerleri, maliyet taşıyıcıları.Maliyet türleri, üretim sırasında yapılan üretim faktörü harcamalarının ayrıntılı ve tam olarak izlenmesi işlemlerini ve kayıtlarını kapsar.Maliyet yerleri, maliyetlerin işletme içinde nerelerde oluştuğu sorusuna cevap arar.Maliyet taşıyıcıları konusu ise birim maliyetlemeyi sağlayan maliyetleme sistemlerini inceler.
-Mizan
Mizan, muhasebe kayıtlarının doğru olarak yapılmış olup olmadığını tespit etmek için hazırlanan bir tablodur. Günlük deftere kaydedilen işlemler, günlük defterden büyük deftere aktarıldığına ve günlük deftere kaydedilen her maddenin borç tutarı alacak tutarına eşit olduğuna göre, benzer bir eşitliğin, bir bütün olarak büyük defter için de geçerli olması gerekir. Diğer bir deyişle, büyük defterdeki hesapların tümü nazara alındığında şu iki eşitliğin bulunması gerekir:
1) Hesapların borç taraflarındaki toplamların toplamı, alacak taraflarındaki toplamların toplamına eşit olmalı dır.
2) Borç bakiyesi veren hesapların bakiyeleri toplamı, alacak bakiyesi veren hesapların bakiyeleri toplamına eşit olmalıdır.Yukarıda sözü edilen ilk eşitliğin mevcut olup olmadığını görmek üzere hazırlanan mizana “toplamlar mizanı”, ikinci eşitliğin mevcudiyetini tespit amacıyla hazırlanan mizana da “bakiyeler mizanı” denir. Bir mizanda, hem toplam, hem bakiye sütunlarına yer vererek, toplamlar ve bakiyeler mizanlarını bir araya getirmek de mümkündür.Mizan, ilke olarak herhangi bir anda düzenlenebilirse de, uygulamada genellikle finansal tabloların hazırlanması sürecinin bir aşamasını oluşturur. Hesapların, ayarlama ve düzeltme kayıtları yapılmadan önceki bakiyelerine (ve/veya toplamlarına) dayanarak hazırlanan mizana “geçici mizan”, ayarlama ve düzeltme kayıtları yapıldıktan sonraki bakiyelerine (ve/veya) toplamlarına dayanarak düzenlenen mizana da “kesin mizan” veya “kapanış sonrası mizanı ” denir.Bir mizanın borç ve alacak sütunlarının eşit olması, işlemlerin analizinde ve uygun hesaplara kaydedilmesinde hata yapılmamış olduğunu ispatlamaz. Finansal tabloların (Bilanço ve Gelir Tablosu) doğrudan doğruya büyük defter bakiyelerinden hazırlanması mümkünse de, özellikle çok sayıda hesap söz konusu olduğunda, mizan finansal tabloların hazırlanmasını büyük ölçüde kolaylaştırır. Finansal tablolar özellikle işletme dışı kişi veya kuruluşlara (ortaklar, bankalar vb.) sunulmak üzere hazırlanan formel raporlardır. Mizan ise, muhasebecinin finansal tabloları düzenleyebilmek amacıyla hazırladığı bir çalışma tablosudur.
-Değerleme Yöntemleri
Muhasebe açısından, değerleme yöntemleri terimi ile şunlardan herhangi biri kastediliyor olabilir.
1- İşletme varlıklarının bilançoda rapor edilecek değerlerinin saptanmasında kullanılan fiyatların ait olduğu piyasa ve zaman açısından söz konusu olan alternatif yöntemler. Bu yöntemler aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.Uygulamada egemen olan yöntem, tarihi maliyet yöntemi (geleneksel muhasebe) olup, bu yöntem genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine dayanır.İlke olarak, bu yönteme göre varlıklar, bilançoda elde edildiklerinde işletme tarafından katlanılmış maliyetleriyle (tarihi maliyetleriyle) rapor edilir. Bununla birlikte bu ilkenin çeşitli istisnaları da vardır.Yenileme maliyeti yöntemi, işletme varlıklarının bilanço tarihindeki yerine koyma (ikame) değerleriyle, çıkış değerleri yöntemiyse varlıkların bilançoda elden çıkarma değerleriyle rapor edilmesi gerektiğini savunur.İskonto edilmiş nakit akışları yöntemindeyse, varlıkların, gelecekte sağlayacakları net nakit girişlerinin iskonto edilmiş (bugünkü) değerleriyle rapor edilmesi gerektiği savunulur.Tarihi maliyet dışındaki yöntemlerin muhasebede genel kabul görmemesinin başlıca nedenleri arasında teorik tartışmalara ek olarak- bu yöntemlerin uygulama güçlükleri (bazen olanaksızlığı), yeteri kadar objektif olmadıkları iddiası ve vergi mevzuatına göre verginin, büyük ölçüde, tarihi maliyet yöntemine göre hesaplanan kâr üzerinden hesaplanıyor olması sayılabilir.Sürekli ve yüksek oranlara ulaşan enflasyon karşısında geleneksel muhasebe çerçevesinde hazırlanan finansal tablolar gerçekçi olmaktan uzaklaşmaya devam ettiğinden, muhasebede yeni tedbirlerin alınması ihtiyacı artmaktadır. Bu nedenle bir yandan yenileme maliyeti yöntemine taraftar olanların sayısı artarken, bir yandan da finansal tabloların genel fiyat seviyesindeki değişmeler gözönüne alınarak düzeltilmesi gerektiği, daha yaygın ve yoğun biçimde savunulmaya başlanmıştır.2. Değerleme yöntemleri terimi, geleneksel muhasebedeki stok değerleme yöntemlerini kastetmek için de kullanılmaktadır.3. Vergi Usul Kanunu’muzda (m. 261), “Değerleme Ölçüleri” başlığı altında şunlar sayılmaktadır. Maliyet bedeli, Borsa rayici, Tasarruf değeri, Mukayyet değeri, İtibari değer, Vergi değeri, Rayiç bedel, Emsal bedeli ve ücreti.
-Kapanış Maddesi
Bir muhasebe dönemi sonunda düzeltme kayıtları yapıldıktan sonra hazırlanan mizan, bilanço hesapları ile gelir ve gider hesaplarını içerir. Gelir ve gider hesapları kâr ve zarar hesabına kapatıldıktan sonra hazırlanan kesin mizan, artık yalnızca bilanço hesaplarını kapsar. Büyük defterdeki bilanço hesapları, bu mizanda görülen bakiyelere (varlık hesapları borç bakiyesine, borç ve özsermaye hesapları ise alacak bakiyesine) sahiptir. Muhasebe döneminin sonunda kesin mizan hazırlandıktan sonra, yapılan son bir kayıtla bütün hesaplar bakiye vermez duruma getirilir. Bu kayda kapanış maddesi denir.Kapanış maddesi iki şekilde düzenlenebilir:1) Bir günlük defter maddesinde, borç hesapları ve özsermaye hesapları bakiyeleri kadar borçlandırılır; varlı k hesapları da yine kendi bakiyeleri kadar alacaklandırılır. Diğer bir deyişle, bu kapanış maddesinde, varlık hesapları ile borç ve öz sermaye hesapları birbirine karşı kapatılır.2) Hesapları kapatmanın ikinci şeklinde, “kapanış bilançosu hesabı” adı verilen bir hesap kullanılır: Önce, varlık hesapları bakiyeleri kadar alacaklandırılarak, kapanış bilançosu hesabına kapatılır. İkinci bir günlük defter maddesinde de borç hesapları ve özsermaye hesapları, bakiyeleri kadar borçlandırılarak, yine kapanış bilançosu hesabına kapatılır. Böylece bütün bilanço hesapları bakiye vermez duruma getirilmiş olur. Temel muhasebe denkliğine göre, Varlıklar = Borçlar + Özsermaye olduğundan, kapanış bilançosu hesabının borç tutarı (varlık hesaplarının bakiyeleri toplamı), alacak tutarına (borç ve özsermaye hesaplarının bakiyeleri toplamı) eşit olur, dolayısıyla bu hesabın bakiyesi de sıfır olur.İşletme yeni muhasebe dönemine başlarken varlık, borç ve özsermaye hesaplarının, kesin mizanda görülen bakiyeleri ile yeniden açılması gerekir. Bu amaca ulaşmak için yukarda açıklanan kapanış maddesinin tersi yapılır; buna da “açılış maddesi” denir. Yalnız, hesapları kapatmanın yukarda açıklanan ikinci şekline paralel bir yol tutulmak istenirse, kapanış bilançosu hesabı yerine “açılış bilançosu hesabı” adlı bir hesap kullanılır.
1 yorum:
Herkese merhaba, ben şu anda Oklahoma ABD'de Patricia Sherman. Banka taslağımı temizlemek ve yeni bir iş kurmak için 185.000,00 ABD Doları borçlanma deneyimimi sizinle paylaşmak istiyorum. Her şey evimi kaybettiğimde başladı ve banka politikası nedeniyle eşyalarımı aldım ve bazı faturaları ve bazı kişisel ihtiyaçları karşıladım. Bu yüzden çok çaresiz kaldım ve her şekilde fon aramaya başladım. Neyse ki, bir arkadaşım, Linda bana bir kredi şirketi firmasından bahsetti, sahtekarlıktan ilgimi çekti, ancak durumumdan ilgilendim ve arkadaşımdan bu şirket hakkında tavsiye almaktan başka seçeneğim yoktu. onlarla iletişime geçmek, çevrimiçi borç verenlerle olan geçmiş tecrübemden dolayı benden gerçekten şüphe duyuyordu. '' Elegantloanfirm@hotmail.com Bu şirket bana ve meslektaşıma çok yardımcı oldu ve bugün, bu kredi şirketi sayesinde, iyi organize edilmiş iş ve sorumlulukların gururlu sahibi, bana geri gülümsedi. Bu nedenle, gerçekten kendi işinizi büyütmeniz veya başlatmanız gerekiyorsa veya gerçekten herhangi bir finansal sıkıntıda borç almanız gerekiyorsa, bugün işinizde bir finansal gelişme fırsatı bulmanızı öneririz. {E-posta:} Elegantloanfirm@hotmail.com ... kredi için çevrimiçi dolandırıcılık kurbanı değil. Teşekkür ederim.
Yorum Gönder